6 Haziran 2012 Çarşamba

KELİMELER


Başkalarının kelimeleri, bizim kelimelerimiz, benim kelimelerim… Bazen çok sahiplendiğimiz, bazen yabancıymış gibi uzaktan, göz ucuyla baktığımız, bazen de nefret beslediğimiz kelimeler…
Çok hoyratça kullandı insanoğlu onu… Kendi yalnızlığını gizledi onunla, kendi zalimliğine maşa, kendi bencilliğine duvar yaptı, kendi egolarına sürükledi, kanayan yüreğine ilaç olsun, umutsuzluğuna ışık yaksın istedi… Sormadı ona! İnsanoğlunun bitirilmemiş cümlelerinde yer almayı ister miydi acaba? Bitirilmemiş duygularına kalkan olmayı hayal etmiş miydi?  Her daim sürüncemelerde piyon olmayı tercih eder miydi?
Öyle kirlettik ki onu, sevgileri ifade etmede yetersiz bıraktık… İnandırıcılığını yok ettik… En derin duyguları ifade ederken bile bir bakışa, bir dokunuşa ihtiyaç duyduk… Kelimelerimiz güçsüzdü artık çünkü… Yalnızlığımızın, zalimliğimizin, egolarımızın, benciliğimizin, umutsuzluğumuzun ayrılmaz parçası haline getirdik onu…
Büyük ve güzel şeylerin yokluğuyla perçinledik bedenini… Hiç acımadan, bozuk para misali harcadık tüm benliğini...

2 yorum: