Okumaya henüz fırsat bulamadığım; fakat ilk bakışta ilgimi
çeken bir kitabın adıyla başlamak istiyorum yazıma… “Hayallerini Yorganına Göre
Uzat”
Hepimizin bildiği bir atasözüne gönderme yapılmış, oradaki
maddi anlam taşıyan tasarrufu, hayatımızın en vazgeçilmez, yaşam kaynağımız
olan (en azından benim için öyle) hayallerimize yansıtmış. Hayallerimiz… Bazen
uykumuzdan önce, bazen balık istifi gittiğimiz otobüs yolculuğunda, bazen
rehavetine düştüğümüz yemeklerin sonrasında, bazen günün yorgunluğunu atmak
için girdiğimiz sıcacık suyun altında, bazen en mutsuz anımızda, bazen duymak
ya da görmek istemediklerimiz arasında, bazen yüreğimize saplanan kırıklıkların
ortasında, bazen doğan ya da batan güneşte, bazen yağmur sonrası çıkan
gökkuşağının alışılmadık bir renginde… Hayallerimiz oynar yaşamımızın baş
rolünü… O sırada bir bakan olsa gözlerimizin ateşine, “Hadi!” der, “Hadi, kalk
ve hızla koş hayallerine hem de bir maratonda koşar gibi koş, bitiş çizgisine
bir adım sonra ulaşacak gibi koş, arkandan kimse itemeyecek, kimse sana çelme
takamayacak kadar hızlı koş, bitiş çizgisinde, 'Asla başaramayacak!' diyenlere
inatla bakmak için koş, ‘İşte, bana inanmayanlar, bıyık altından gülenler! Görün,
bakın hayallerim avuçlarımın içinde, ben hayallerimin içindeyim!’ demek için
koş!”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder