Seninle ellerimize aynı kalemleri
ve aynı çizgisiz sayfaları tutuşturmuşlardı. Biz aynı yolun yolcusu gibi
görünen; fakat kalemlerine farklı mürekkepler dolduranlardık. Elimizin altında
aynı kâğıtlar olsa da sen eline bir cetvel alıp çizmiştin bile çoktan
satırlarını. Bense yine dümdüz yazamayacağımı bile bile maceraya atmıştım
senden farklı renklere bürünmüş altıncı parmağımı…
Sayfanın sonu geldiğinde sen dümdüz yazmış olmanın, ben de
maceramın sonuna varmanın haklı gururuna bürünmüştük…
Farklı mürekkeplerle…
(Yekta Kopan etkisiyle...)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder